Yatırım varsa, istihdam var: Yenilenebilir enerji sektörü fosil yakıtlardan daha fazla kişiyi işe alıyor

Mekanize ve yatırıma yönelik büyüyen fosil yakıtlar ile karşılaştırınca, iş gücüne ve emeğe bağlı yenilenebilir enerji sektörü daha fazla kişiyi işe almakta.

Çalışmalar, son 10 yılda bir petrol ve doğal gaz üretim patlaması yaşayan ABD’de bile, yeşil ekonominin fosil yakıt sektörü ile karşılaştırınca 10 kat daha fazla kişiyi işe aldığını gösteriyor.

5 yılda 6 milyon yeni iş

University College London’da görevli Lucien Georgeson ve Mark Maslin’in yaptıkları çalışma, 2015-2016 yılları arasında sadece 900 bin kişinin fosil yakıt sektörü tarafından işe alındığını gösteriyor.

Bununla beraber yeşil ekonomi, yani yenilenebilir enerji, çevresel danışmanlık gibi 26 alt sektörü içine alan bu ekonomi, yaklaşık 9,5 milyon kişiye iş olanağı sunuyor.

Ekonomik olarak bu sektörün değeri 1,3 trilyon dolar değerinde ama Trump hükümeti bu sektörün biraz küçülmesine yol açmış. Öyle ki, ABD “yeşil iş” istatistiklerini ayrı bir şekilde yayınlamaya son vermiş.

2011 yılında yayınlanan ilk rakamlar bu sektörde 3,4 milyon kişinin çalıştırdığını gösteriyordu. Ama 5 yılda yapılan yatırımlar ile bu sektör 2016’da ABD’de neredeyse 10 milyon kişiye iş imkanı sağlamış.


Reklam

Yenilenebilir enerji dolaylı yoldan da iş gücü yaratmakta

Bunun arkasındaki neden ise yenilenebilir enerjinin daha fazla işgücü ve emeğe odaklı olması. Güneş panellerini çatılara yerleştirmek için, rüzgar santrallerine bakım yapmak için, bu ürünlerin verimli bir şekilde çalışmasını sağlamak için hep insanlara ihtiyaç var.

Yapılan çalışmalar, direkt ve indirekt işler dikkate alındığında 1 milyon dolarlık bir yatırımın yenilenebilir enerji sektöründe, fosil yakıtlardan 3 kat daha fazla iş imkanı sağladığını gösteriyor.

Buna ek olarak, bu “yeşil işler” hem yüksek kaliteli hem de genelde daha fazla maaşa sahip olan işler. Ayrıca iş imkanları sadece bir noktada yoğunlaşmıyor ve ülke geneline daha çok yayılmış işler oluyor.

Bu yüzden uzmanlar, yatırım ve teşvikler oldukça, yenilenebilir enerji sektörünün daha fazla ve kaliteli işler yaratacağı konusunda hemfikir.

2030 yılında fosil yakıtlar zirveden inecekler

Hatta, bazı çalışmalar, 2030 yılına gelmeden, yeni yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmanın, yeni termik santraller inşa etmekten ve hatta eski termik santralleri işletmekten çok daha ucuza geleceği öngörüyor.

Bloomberg Yeni Enerji Finans araştırma şirketi tarafından yapılan bu araştırma, 2026 yılında kömürün, 2030 yılında ise petrolün üretimin kapasitesinin en üst noktaya ulaşacağını ve daha sonra azalmaya geçeceğini de öngörmekte.

Bir kısım yatırımcılar hem etik olarak, hem de geleceğe yatırım yapmak için “yeniden yön alıyorlar”.

Yatırımlar yeniden yön alıyor

Divestment, yani yatırımını yeniden yönlendir hareketi ile içinde dini kurumlar, ülkelerin emeklilik fonları, vakıflar ve hatta okullar olan yatırım grupları, şimdiden 11 trilyon doları, yani küresel sermaye piyasalarının toplam değerinin %16’sını, fosil yakıtlardan geri çekti ve çevre dostu sektörlere yatırdı.

Bu ve benzeri yatırım hareketleri, bir çok yatırım kuruluşunun kömür ve petrol şirketlerini “kara listeye” almasına yol açmakta.

Bununla beraber multi-trilyon dolarlık yatırım şirketleri hala fosil yakıtlara yatırım yapmakta.


Reklam

Yapılan bazı çalışmalar, neredeyse 200 trilyon dolarlık bir yatırımın hala fosil yakıtlara yöneleceğini gösteriyor. Uzmanlar bu şekildeki bir yatırımın 4 derecelik küresel ısınma ile daha ciddi bir iklim krizine yol açacağını öngörüyor.

Divestment hareketi giderek büyümekte, fosil yakıtlardan çekilen yatırımlar 2014 yılında 52 milyar dolar iken, bugün yüzde 22.000’lik bir sıçramayla 11 trilyon dolara çıkarak şaşırtıcı bir artış gösterdi.

Günümüzde de 1110’dan fazla kurum; kömür, petrol ve doğal gaz yatırımlarını kara listeye alma politikası benimsemiş durumda, ama bu durum ancak beraber çalışarak daha da büyüyecek.

Yerel grupların baskısı kritik

350.org kampanyacılarından Ahmed Mokgopo aslında yapacaklarımızı çok da güzel anlatmış:

“Bu sayılar birlikte neler yapabileceğimizi güçlü bir biçimde ortaya koyuyor. Temsilcilerine fosil yakıtlardan çekilmeleri için baskı yapan binlerce yerel grubun yardımı olmadan fosil yakıt yatırımlarından çekilme hedeflerimizi elde edemezdik.”

“…birlikte çalışarak, gelişmekte olan ülkelerde de ilk defa finansal kurumların tercihlerini değiştirmek için ihtiyaç duyduğumuz araçları tespit edeceğiz ve sermayeyi iklim hedefleriyle aynı hizaya getirmemize yardımcı olacak kaynakları tartışacağız.”

Kaynak: New Scientist, 350 Türkiye, The Guardian


4 Comments

  1. Bu durum Türkiye de başka bir tehlikeyi önümüze getiriyor.
    Fosil yakıtlara karşı mucadelemizde savundugumuz güneş panelleri ne yazık kı kullanılabilir tarım arazilerinin üzerine kuruluyor. Tarımdan vaz geçip bu tercihi yapmaları devlet tarafından da destekleniyor. Ayni şeyi ruzgar enerjilerinde de yaşadık uygun olmayan yerlere yaşam alanlarına kurulan res ler ekolojik hayatı etkiledi.
    Şimdi de kısacası tarımdan vazgeçip enerjiye kucak açıyoruz.
    Bu konuda tarım arazilerine sahip cıkıp bu enerjiler için kullanilmayan corak alanlarin tercihi icin mucadele etmeliyiz.
    Bu konuda hic bir çalışmaların olmadığını gözlemliyoruz.
    Umarım gelecek daha temiz ve doğal olur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.