Dünya Kahve Günü’nde bir soru hala aklımızda: Kahve sağlıklı mı değil mi?

İyisi ile kötüsü ile kahve yüzlerce yıldır bizimle beraber. Kimi zaman derin sohbetlerde, kimi zaman yetişmesi gereken görevlerde kimi zaman ise yalnızken bize eşlik ediyor, ikinci ve üçüncü nesilleri ile tüm zaman ve kültürlere ayak uyduruyor.

Yine de kahve ile ilgili araştırmalar kahveyi iyi veya kötü olarak etiketlemekten kaçınıyor. Yüksek antioksidan seviyesi sayesinde bizi hastalıklardan koruduğu da, uykumuzu bozan ve hata bazen depresyona yol açan bir uyarıcı olduğu da bir gerçek.

Bu makalede kahve hakkında yapılmış bazı çalışmalarının özetleri ile bu içeceği anlamaya çalışacağız.

Kahve besleyicidir

İçerisinde oldukça yüksek oranda antioksidan ve temel besin öğeleri olan kahvenin bir bardağında günlük ihtiyaca göre:

  • %11 B2 Vitamini
  • %6 B5 Vitamini
  • %2 B1 Vitamini
  • %2 B3 Vitamini
  • %1 Folik asit
  • %3 Manganez
  • %3 Potasyum
  • %2 Magnezyum
  • %1 ile Fosfor bulunur.

Günde bir kaç bardak kahve içen bir kişi aslında ciddi oranda bu temel besinleri sadece kahveden karşılayabiliyor. Ama kahve asıl antioksidanlar açısından bize destek veriyor.

Klasik bir batı ülkesi beslenme tarzında antioksidanların büyük bir oranı sebze ve meyvelerden değil kahveden gelmekte.Özellikle hidrosinamik asit ve polifenol adlı antioksidanların %79’u 2 veya 3 bardaklık kahve tüketiminden gelmekte.

Kahve bağımlılık yapar

 

Sürekli kahve tüketen bireyler bir yerden sonra kafein seviyeleri yükseldiği için bu uyarıcıya karşı toleransları da yükselir. Bu yüzden kahve içerler daha fazla kahve içmeye başvurabilir.

Eğer bireyler kahve içmekten vazgeçerse, bu durum bir kaç sürebilecek baş ağrısı, yorgunluk, beyin bulanıklığı ve asabiyete yol açar.

Kahve beynin ve vücudun daha iyi çalışmasını sağlar

Kafeinin bu kadar uyarıcı olmasının sebepleri arasında adenozin adlı bir beyin hormonunu engellemesi yatıyor.

Adenozinin engellenmesi ile kafein beynin daha fazla aktif olmasını ve dopamin ve  noradrenalin adlı hormonlarının daha fazla etkisini göstermesini sağlar. Bu da bizi daha uyanık ve dirençli kılar, tepki süresi azalır ve genel beyinsel faaliyetler güçlenir.

Kafein aynı zamanda metabolizmayı %3 ile %11, egzersiz için performansı ile %11 ile %12 arasında artırır. Ama bir önceki özelliğinde bahsettiğimiz gibi sürekli kahve içenlerin toleransı yükseldiğinden bu etkiler de zamanla gücünü kaybetmekte.

Kahve kaygıya yol açar ve uyku düzenini bozar

Bireyden bireye bu etki değişse de, fazla kahve tüketimi kaygıya, kalp atışlarında düzensizliklere, sinire ve hatta panik atağa yol açabilir.

Eğer kahveye karşı vücudunuz hassas ise ve kahve içtiğinizde aşırı bir şekilde uyarılıyorsanız, kahve içmeyi tümden bırakmanız gerekebilir.

Kahve aynı zamanda benzer özelliklerinden dolayı uyku düzenini de bozabilir.Eğer kahve uyku düzeninizi bozmakta ise saat 14:00’dan sonra kahve içmemeye özen göstermeniz gerekebilir.

Kahve beyninizi Alzheimer ve Parkinson hastalıklarına karşı korur

Demansın en büyük nedenlerinden biri olan Alzheimer hastalığına karşı kahve içenlerin %65 oranında daha az risk taşıdığı gözlemlenmiş.

Beynin dopamin taşıyan nöronların bozulmasına sebebiyet veren Parkinson hastalığında ise günde 3 bardak kahve içenlerin hastalığa yakalanma riski %30 ile %62 oranında azalmış.

Kahve kan basıncını ve tansiyonu yükseltir

Her ne kadar düzenli kullanımda bu etki azalsa da, kafeinin kan basıncını artırıcı özellikleri de var. Bu da yaklaşık 1–2 mm/Hg oranında bir artışa yol açmakta.

Kafein aynı zamanda bir idrar söktürücü, o yüzden kahve içenlerin içtikleri kahve kadar su içilmesi tavsiye ediliyor.

Kahve içenlerin tip 2 diyabete yakalanma riski azdır

Şu an da 300 milyon kişiyi etkileyen tip 2 diyabet kendini kan şekerini düzenleyen insüline karşı dirençle gösterir.

Araştırmalar ise günde bir bardak kahve içenlerin tip 2 diyabet riskini %7 ile %23 arasında azalttığını gösteriyor.

Kahve içenler kahveden yüzlerce kalori alabilir

Eğer dikkatli davranılmaz ise günlük kahve alışkanlıkları kahvenin içine atılan şeker veya yağlı sütler ile, kahve içenler için büyük bir risk yaratabilir.

Kahveye katılan yardımcı yiyecekler normalde ciddi bir kalorisi olmayan kahveyi yüzlerce kaloriye kadar çıkarabiliyor.

Kahve nasıl daha sağlıklı içilir?

Kahvenin tüm yararlarından faydalanmak için kafein içeren kahveleri kağıt filtreden geçirerek saf bir şekilde içmekte yatıyor. Kağıt filtreler aynı zamanda kolesterolü artıran cafestolün filtrelenmesini sağlıyor.

Bir diğer öneri ise kahve miktarını sınırlandırmanız. Araştırmaların gösterdiği rakamlar 3 bardak kahvenin yeterli olduğunu göstermekte. Ama bahsettiğimiz gibi eğer kahveye karşı hassasiyetiniz yüksekse bu rakamın altında kalmayı seçebilirsiniz.

Bu rakamın altında kalmayı seçenlerin arasına anksiyete rahatsızlığı olanları, tansiyon hastalarını, hamile kadınları ve uykusuzluk problemi çekenleri de ekleyebiliriz. Eğer bu kategorilere aitseniz doktorunuza danışarak kahve tüketmeniz daha iyi olacaktır.

Sonuç olarak, kahvenin yararları ve zararları ortada. Bireyden bireye etkisi değiştiği için kahveyi bir kategoriye koymak ciddi anlamda zor. Ama eğer bir şeyden eminsek, kahve daha uzun bir zaman bize eşlik etmeye devam edecekmiş gibi görünüyor.

Kaynak: Healthline

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.