Amerika’nın ilk robot çiftliği insanlar yerine “süper zekalı” makineler kullanıyor

İş gücünün azalması ve daha fazla ürün üretme baskısı… Amerikalı Iron Ox şirketi neden yapay zeka kullanan makinelerle çalışan bir çiftlik kurduğunu bu şekilde anlatıyor.

Yapay zekalı makineler yaklaşık 180 metrekarelik bir alanda 1,5 metreye, 3 metrelik beyaz “yetiştirme modüllerinde” yeşil yapraklı sebzeler üretmekte.

Yapay zekanın geleneksel çiftçilerden 30 kat daha fazla ürün üretebileceğini savunan şirket, tüm yıl boyunca, topraksız hidroponik üretim yapmakta. Yapay zeka daha verimli üretim yapmak için bitkileri taşıyor, yerini değiştiriyor, kameraları sayesinde bitkinin durumunu sürekli inceliyor.

Iron Ox kuruculularından Brandon Alexander, Angus adını verilen robotun süper bir zekaya sahip olduğunu  ve otonom arabalar kadar geliştiğini söylüyor. Yaklaşık 450 kiloluk br makine olan Angus, çiftlikteki tüm taşıma, analiz ve yetiştirme işlerini yapıyor.

“Yetiştirme modülünde” ise yapay zekeya sahip bir başka robot, saksılarından bitkileri tutarak hasata başlıyor. Alexander özellikle bu noktada; yapay zekanın bitkileri tanıması ve submilimetre oranında hareket etme kabiliyeti için oldukça uğraştıklarını açıklıyor.Hasat robotu 4 adet lidara (ışıklı radar) sahip ve 3 boyutlu bir şekilde kameraları üzerinden bitkileri görüp tanıyabiliyor, hastalıklar için kontrol edebiliyor.

Her robot kendi işini yaparken bilgileri “Beyin’e” gönderiyor ve buradaki bulut bazlı yapay zeka ise robotların görevlerini ne zaman yapmaları gerektiğini onlara iletiyor. Beyin’in verileri bir grup uzman tarafından incelenip, geliştiriliyor. Bu ve saksılara tohumları ekip, temizlik haricinde çiftlikte insan gücü kullanılmıyor.

Kaliforniya bazlı Amerikan Iron Ox şirketi bu yapay zeka sistemi ile geçtiğimiz yıl 10 milyar doların üzerinde yatırım almış. Proje üzerinde yıllardır uğraştıklarını söyleyen Alexander, makinelerin sürekliliği ve hassasiyetinin diğer projelerden çok daha ileride olduğunu söylüyor.

Büyükbabası Teksas’da çiftçi olan Alexander, onun kendine yardımcı olacak iş gücü bulamamasından yola çıkarak bu teknolojiyi kurucu ortağı Jon Binney ile geliştirmeye karar vermiş. İkili çiftçilerden sürekli duydukları sorunlar üzerine çözümler aramışlar: iş gücü eksikliği, iklimsel problemler ve giderler.

The Guardian için projeyi inceleyen Kaliforniya Üniversitesi’nde biyoloji ve tarım mühendisliği üzerinde çalışan Prof. Davis Slaughter, narin bir ürün söz konusu olduğunda “bug” yaşayan bir teknolojinin anlamsız olacağını savunuyor.

Bununla beraber, eğer bu teknoloji süreklilik ve verim sağlıyorsa, Slaughter çiftçilerin bu teknolojiye hızla geçeceğini savunuyor.

Iron Ox yetiştirdiği ürünlerini San Francisco Körfez Bölgesi’nde bulunan bir kaç restorana gelecek yıl satmaya hazırlanıyor. Şehir merkezlerinde üretim alanları oluşturarak ulaşım süresini ve giderleri azaltmayı da hedefliyorlar.

Alexander, tarımın gelecekteki sorunlarının farkında olduğunu belirtiyor ve bunun için sadece %5 ya da %10 verimli bir sistem değil, radikal bir değişime ihtiyaç duyulduğunu savunuyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.